TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİNDE YARGI 
HER ZAMAN SİYASİ OLMUŞTUR.
[1]

Yıldırım Türker

 

 

            (…)

Beypazarı Adliyesi’nden yargıç Orhan Gazi Ertekin’in dünkü İki’de çıkan ‘Hukukun Demokratlaşması’ başlıklı yazısını okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Yine de uzun bir alıntıyla çizdiği çerçeveyi aktarmak istiyorum: “Cumhuriyetin kurucu iradesinin kendinden sonraki bütün siyasal iktidarlarda kalıcı olmasını istediği şey yalnızca kendi çizdiği yasal-anayasal çerçeve değildi. Aynı zamanda bu yasal çerçevenin her farklı tarihsel dönemde kendi ilk anlamlarını aramasını, Atatürk ilkeleri ve Türk inkılâp tarihi yoluyla ‘hak’ alanlarını yeniden ve yalnızca kendi suretinde canlandırmasını, yani ‘hak’ ve ‘hukuk’ alanını çok dar ve yetersiz bir ‘siyasal dönem’ üzerinden kurgulamasını ve tüm bunları da bilimsel bir sıfatla yeniden üretmesini şart koşuyordu. Ama daha önemlisi bütün bu yasal-anayasal alanın hikmetini bulma hakkını da yalnızca devlet güçlerine tanıyordu... Dolayısıyla, kanun toplumun değil, asıl olarak devlet gücünün ve dahası-, toplumsal talepler karşısındaki bir garantisi haline geliyordu...

Bülent Nuri Esen, bunu toplumun alt kesimlerinin iktidar taleplerine karşı ‘anayasanın üstünlüğü’ olarak formüle etmişti. “Bu üstünlük sayesinde kurucu iktidarın ‘hukuk’ diye ürettiği anlamlar yargının devreye girmesiyle daimileşiyor, kendi; kendi tarihsel iklimini ve siyasal savlarını bir ‘hukuk’muş gibi yeniden üretebiliyordu. Toplumsal taraflar da zaten hukukun tamamen dışında bırakılıyordu. Bu yolla, tuhaf bir biçimde, hukuk tek bir sınıfsal, etnik, kültürel ve estetik doğruya bağlanarak kendini var ediyordu.”

Ertekin’in mükemmel özetine eklenecek fazla bir şey yok. Şimdi de işte devlet, siyasetin sınırlarını belirlemiştir. Bunu da bu kez askerden el alan yargı üstlenmiştir.

Anayasa Mahkemesi, yalnız AKP’ye değil, bütün toplum kesimlerine devletin görevinin başında olduğunu, siyasetin seçilmişlere bırakılamayacak kadar ciddi bir iş olduğunu hatırlatmış bulunuyor.

Darbe anayasasını büyük bir coşkuyla destekleyenler, kendilerini devletin sahibi olarak görenler. Anayasa Mahkemesi’nin kararına bütün toplumdan kayıtsız şartsız saygı bekliyorlar. Demokrasiyi hiçe sayarak hukuk dışını meşrulaştırıyorlar.

 

[1] 9 Haziran 2008 Radikal Gazetesi

 
 
• site danışmanı:asia minor marketing communications