TÜRKİYE CUMHURİYETİ
TARİHİNDE YARGI
HER ZAMAN SİYASİ OLMUŞTUR.
Yıldırım Türker
(…)
Beypazarı Adliyesi’nden
yargıç Orhan Gazi Ertekin’in dünkü İki’de çıkan ‘Hukukun
Demokratlaşması’ başlıklı yazısını okumanızı şiddetle
tavsiye ederim. Yine de uzun bir alıntıyla çizdiği
çerçeveyi aktarmak istiyorum: “Cumhuriyetin kurucu
iradesinin kendinden sonraki bütün siyasal iktidarlarda
kalıcı olmasını istediği şey yalnızca kendi çizdiği
yasal-anayasal çerçeve değildi. Aynı zamanda bu yasal
çerçevenin her farklı tarihsel dönemde kendi ilk
anlamlarını aramasını, Atatürk ilkeleri ve Türk inkılâp
tarihi yoluyla ‘hak’ alanlarını yeniden ve yalnızca
kendi suretinde canlandırmasını, yani ‘hak’ ve ‘hukuk’
alanını çok dar ve yetersiz bir ‘siyasal dönem’
üzerinden kurgulamasını ve tüm bunları da bilimsel bir
sıfatla yeniden üretmesini şart koşuyordu. Ama daha
önemlisi bütün bu yasal-anayasal alanın hikmetini bulma
hakkını da yalnızca devlet güçlerine tanıyordu... Dolayısıyla,
kanun toplumun değil, asıl olarak devlet gücünün ve
dahası-, toplumsal talepler karşısındaki bir garantisi
haline geliyordu...
Bülent Nuri Esen, bunu
toplumun alt kesimlerinin iktidar taleplerine karşı
‘anayasanın üstünlüğü’ olarak formüle etmişti. “Bu
üstünlük sayesinde kurucu iktidarın ‘hukuk’ diye
ürettiği anlamlar yargının devreye girmesiyle
daimileşiyor, kendi; kendi tarihsel iklimini ve siyasal
savlarını bir ‘hukuk’muş gibi yeniden üretebiliyordu.
Toplumsal taraflar da zaten hukukun tamamen dışında
bırakılıyordu. Bu yolla, tuhaf bir biçimde, hukuk tek
bir sınıfsal, etnik, kültürel ve estetik doğruya
bağlanarak kendini var ediyordu.”
Ertekin’in mükemmel
özetine eklenecek fazla bir şey yok. Şimdi de işte
devlet, siyasetin sınırlarını belirlemiştir. Bunu
da bu kez askerden el alan yargı üstlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi, yalnız
AKP’ye değil, bütün toplum kesimlerine devletin
görevinin başında olduğunu, siyasetin seçilmişlere
bırakılamayacak kadar ciddi bir iş olduğunu hatırlatmış
bulunuyor.
Darbe anayasasını büyük
bir coşkuyla destekleyenler, kendilerini devletin sahibi
olarak görenler. Anayasa
Mahkemesi’nin kararına bütün toplumdan kayıtsız şartsız
saygı bekliyorlar. Demokrasiyi
hiçe sayarak hukuk dışını meşrulaştırıyorlar.
9 Haziran 2008
Radikal Gazetesi
|