Nazım
Hikmet için af kampanyası-Çiçek Palas olayı
Turhan Feyizoğlu
(…)
İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Başkanı Babür Aren,
Milli Türk Talebe Birliği Başkanı Suphi Baykam ile Türk
Kültür Ocağı Başkanı Bekir Berk’in imzalarını taşıyan ve
Laleli’de Çiçek Palas’ta tertip edilen toplantıyı
kınayan ortak bir bildiri yayımladı.
Bu
müşterek beyannamede şöyle denilmektedir:
“Münevver ve Milliyetçi Türk gençliği adına İstanbul
Üniversitesi Talebe Birliği, Milli Türk Talebe Birliği
ve Türk Kültür Ocağı, aşağıdaki hususları açıklamayı bir
vazife bilir.
Nazım
Hikmet’in affı maskesi altında malum taktiklerle aleni
propagandaya başlayan komünist faaliyetinin son
tezahürünü -Rus donanmasının Sivastopol önlerinde
manevra yaptığı şu günlerde- bugün Çiçek Palas salonunda
müşahede ettik.
İstanbul Üniversite ve yüksek okullarının hakiki
mümessilleri olarak her vesile ile Türk gençliği adına
konuşmak küstahlığını gösteren bu fikir uşaklarına
memleketin saadeti ve selameti bakımından bu memlekette
hayat hakkı vermeyeceğimizi müştereken beyan ederiz.”
17.5.1950 Çarşamba günü saat 17.00’de Beyazıt Talebe
Birliği Lokalinde, İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği,
Milli Türk Talebe Birliği ve Türk Kültür Ocağı,
komünizmi tel’in maksadıyla müşterek bir toplantı
tertipledi.
Bir
dönem Komünizmle Mücadele Derneği’nin Genel Başkanlığını
yapan ve Çiçek Palas olayına katılan İlhan Egemen
Darendelioğlu, “Türkiye’de Milliyetçilik Hareketleri”
adlı kitabında, bu olayı şöyle anlatmaktadır:
“1950’de Türkiye’mizde ilk defa demokratik bir usulle
seçim yapılacağı için memleketimiz seçim atmosferi içine
girmiş, siyasi partilerde vatandaşın bütün dikkatini bu
mesele üzerine teksif etmişti.
Seçmek, seçilmek, yazmak, konuşmak gibi demokrasinin
getirdiği hürriyetlerden azami derecede istifade etmek
isteyen Ahmet E.Yalman ve Yalman’a ayak uyduran bir
kısım komünist yazarlar, Nazım Hikmet’in bir adli hataya
kurban gittiğini ortaya atmışlardı.
Başta
Vatan, Cumhuriyet, Milliyet, Akşam, Son Posta gazeteleri
olmak üzere irili ufaklı neşredilmekte olan komünizan
dergi ve gazetelerde bu yalana katılmışlardır.
Bunların haricinde ise, Nazım Hikmet’in affı için
Reisicumhur, Başvekil ve B.Millet Meclisi Başkanlığına
hitaben yazılmış bir Af Dilekçesine de Mehmet Ali Aybar,
Zekeriya Sertel, Behice Boran, M.Faik Fenik, Falih Rıfkı
Atay, Bülent Nuri Esen, Sıddık Sami Onar, Nadir Nadi,
Sadun Aren, Va-Nu, Niyazi Ağırnaslı gibi birçok kişi
imza atmış, yetkili mercilere Nazım’ın affı için
müracaat etmişlerdi.
8
Nisan 1950 Cumartesi günü ise, Milli Türk Talebe Birliği
neşrettiği bir beyanname ile başta Nazım Hikmet olmak
üzere komünistlerin affedilmemesini istemişler, affını
isteyen zihniyeti de protesto etmişlerdi.
Gençliğin bu isteği diğer gençlik ve kültür
teşekkülleri, “Türk Kültür Ocağı”, “Türk Kültür
Çalışmaları Derneği”, “Türk Gençlik Teşkilatı”
tarafından tasviple karşılanmış, bu teşekküller de
Reisicumhur’a, Başvekile ve B.Millet Meclisi Reisine
çektikleri bir telgrafla komünistlerin ve Nazım
Hikmet’in affedilmemesini hatırlatmışlardı.
Solcu
ve komünizan bir teşekkül olan “Yüksek Tahsil Gençlik
Derneği” mensupları ise neşrettikleri beyanname ile “Hür
Gençlik” dergisi ile Nazım Hikmet’in müdafaasını
yapıyor, birçok yerlerde ise milliyetçi üniversite
gençleri bu satılmış ağızları susturmak için
münakaşalara girişiyor, hatta ağız münakaşaları sonunda
kavga ile bitiyordu.
(…)
|