Nazım Hikmet için af kampanyası-Çiçek Palas olayı[1]

Turhan Feyizoğlu

(…)

İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Başkanı Babür Aren, Milli Türk Talebe Birliği Başkanı Suphi Baykam ile Türk Kültür Ocağı Başkanı Bekir Berk’in imzalarını taşıyan ve Laleli’de Çiçek Palas’ta tertip edilen toplantıyı kınayan ortak bir bildiri yayımladı.

Bu müşterek beyannamede şöyle denilmektedir:

“Münevver ve Milliyetçi Türk gençliği adına İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği, Milli Türk Talebe Birliği ve Türk Kültür Ocağı, aşağıdaki hususları açıklamayı bir vazife bilir.

Nazım Hikmet’in affı maskesi altında malum taktiklerle aleni propagandaya başlayan komünist faaliyetinin son tezahürünü -Rus donanmasının Sivastopol önlerinde manevra yaptığı şu günlerde- bugün Çiçek Palas salonunda müşahede ettik.

İstanbul Üniversite ve yüksek okullarının hakiki mümessilleri olarak her vesile ile Türk gençliği adına konuşmak küstahlığını gösteren bu fikir uşaklarına memleketin saadeti ve selameti bakımından bu memlekette hayat hakkı vermeyeceğimizi müştereken beyan ederiz.”

17.5.1950 Çarşamba günü saat 17.00’de Beyazıt Talebe Birliği Lokalinde, İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği, Milli Türk Talebe Birliği ve Türk Kültür Ocağı, komünizmi tel’in maksadıyla müşterek bir toplantı tertipledi.

Bir dönem Komünizmle Mücadele Derneği’nin Genel Başkanlığını yapan ve Çiçek Palas olayına katılan İlhan Egemen Darendelioğlu, “Türkiye’de Milliyetçilik Hareketleri” adlı kitabında, bu olayı şöyle anlatmaktadır:

“1950’de Türkiye’mizde ilk defa demokratik bir usulle seçim yapılacağı için memleketimiz seçim atmosferi içine girmiş, siyasi partilerde vatandaşın bütün dikkatini bu mesele üzerine teksif etmişti.

Seçmek, seçilmek, yazmak, konuşmak gibi demokrasinin getirdiği hürriyetlerden azami derecede istifade etmek isteyen Ahmet E.Yalman ve Yalman’a ayak uyduran bir kısım komünist yazarlar, Nazım Hikmet’in bir adli hataya kurban gittiğini ortaya atmışlardı.

Başta Vatan, Cumhuriyet, Milliyet, Akşam, Son Posta gazeteleri olmak üzere irili ufaklı neşredilmekte olan komünizan dergi ve gazetelerde bu yalana katılmışlardır.

Bunların haricinde ise, Nazım Hikmet’in affı için Reisicumhur, Başvekil ve B.Millet Meclisi Başkanlığına hitaben yazılmış bir Af Dilekçesine de Mehmet Ali Aybar, Zekeriya Sertel, Behice Boran, M.Faik Fenik, Falih Rıfkı Atay, Bülent Nuri Esen, Sıddık Sami Onar, Nadir Nadi, Sadun Aren, Va-Nu, Niyazi Ağırnaslı gibi birçok kişi imza atmış, yetkili mercilere Nazım’ın affı için müracaat etmişlerdi.

8 Nisan 1950 Cumartesi günü ise, Milli Türk Talebe Birliği neşrettiği bir beyanname ile başta Nazım Hikmet olmak üzere komünistlerin affedilmemesini istemişler, affını isteyen zihniyeti de protesto etmişlerdi.

Gençliğin bu isteği diğer gençlik ve kültür teşekkülleri, “Türk Kültür Ocağı”, “Türk Kültür Çalışmaları Derneği”, “Türk Gençlik Teşkilatı” tarafından tasviple karşılanmış, bu teşekküller de Reisicumhur’a, Başvekile ve B.Millet Meclisi Reisine çektikleri bir telgrafla komünistlerin ve Nazım Hikmet’in affedilmemesini hatırlatmışlardı.

Solcu ve komünizan bir teşekkül olan “Yüksek Tahsil Gençlik Derneği” mensupları ise neşrettikleri beyanname ile “Hür Gençlik” dergisi ile Nazım Hikmet’in müdafaasını yapıyor, birçok yerlerde ise milliyetçi üniversite gençleri bu satılmış ağızları susturmak için münakaşalara girişiyor, hatta ağız münakaşaları sonunda kavga ile bitiyordu.

(…)

 
 
• site danışmanı:asia minor marketing communications