APARTMANDA LAİKLİK ELDEN GİDİYOR MU?...

Sırrı Yüksel Cebeci
 

Bir ülkede ibadethanelerin sayısının çok olması, o ülkede inanan ve ibadet edenlerin sayısının da çok olduğunu göstermez.

Rahmetli babam sabah ve yatsı namazlarını evde; öğle, ikindi, hatta kısa günlerde akşam namazlarını da mağazasında kılardı. Sadece cuma günleri kısa bir süre için kepengi indirir, camiye giderdi. İşi nedeniyle her vakit namazı için camiye gidememesi, ibadetine hiçbir zaman engel oluşturmadı. Kaldı ki, ibadet de sadece namazdan ibaret değil...

Aradan otuzbeş yıl geçti ama ben dün gibi hatırlıyorum: Anayasa Hukuku hocamız rahmetli Bülent Nuri Esen, baraj dersleri sınavında şu soruyu sormuştu:

“Bir kamu kuruluşunda mescit açılması Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırı mıdır, değil midir?”

Sol görüşlü olduğu bilinen Bülent Nuri Esen hocamız, bu laiklik konusunda çok titizdi. Öğrenciler, hocamızın hem sol görüşlü, hem de fanatik bir laiklik yanlısı olduğunu bildikleri için, soruya, hiç düşünmeden, “Bir kamu kuruluşunda mescit açılması Anayasa’nın laiklik ilkesine kesinlikle aykırıdır” diye cevap vermişlerdi.

Benim ve birkaç öğrencinin cevabı ise farklı olmuştu:

“Bir kamu kuruluşunda mescit, o kuruluşta çalışanların isteğiyle açılmışsa Anayasa’nın laiklik ilkesine kesinlikle aykırı değildir. Ama o kamu kuruluşunun yöneticileri tarafından bir dayatma şeklinde açılmışsa, kesinlikle Anayasa’ya aykırıdır.”

Prof. Bülent Nuri Esen, bir kamu kuruluşunda mescit açılmasının kesinlikle Anayasa’ya aykırı olacağı cevabını veren öğrencilerden hiçbirine geçer not vermemişti.

Sol görüşlü de olsa, fanatik bir laiklik yanlısı da olsa, o bilim adamıydı. Gerçeği ve bilimi, birtakım saplantılarına kurban edemezdi.

İmar Yasası'nda değişiklik

19 maddelik 6. AB Uyum Paketi'nde 'Her apartmanda bir mescit açılması' şartını görünce hem kafam karışmış, hem de kaygılanmıştım. Çünkü bu hem sakıncalıydı, hem de hayata geçirilmesi kolay değildi.

Sonra öğrendim ki, İmar Yasası'nın 10. maddesinde değişiklik yapılarak, cami sözcüğü yerine ibadet yeri terimi getiriliyormuş. Yani isteyen cami veya mescit açacak, isteyen cemevi, isteyen havra...

“Ben apartmanımda mescit, cemevi veya havra açmak istiyorum” demekle de olmuyor. İhtiyaç olması, kat malikleri kurulu veya apartman sahibinin onay vermesi, imar planında tadilat yapılması, vali veya kaymakamın izin vermesi de gerekiyor. İtiraz halinde ise son kararı Danıştay verecek.

Bir bardak suda fırtına

Başta da söylediğimiz gibi, ibadet etmek isteyen, bunu her mekanda yapabilir. Ama yapamayanlar da var. Hıristiyanlar ibadetlerini sadece kilisede yapıyor. Türkiye'nin her yerinde Hıristiyan var ama kilise yok. İşte, apartmanlarda ibadet yeri açmak için ihtiyaç şartı bu nedenle getirilmiş.

“Laiklik elden gidiyor“ diye hemen bir bardak suda fırtına koparanlara, Uyum Paketi’ndeki bu maddenin içeriğini daha dikkatli şekilde okumalarını ve Prof. Bülent Nuri Esen’in öğrencilerine uzun yıllar önce verdiği laiklik dersini örnek almalarını tavsiye ediyoruz.

 

02 Haziran 2003 Pazartesi günü yayınlanan H.O. Tercüman Gazetesindeki köşe yazısıdır.

 
 
• site danışmanı:asia minor marketing communications